Emek mücadelesinin kazanımları için hukuku “adalet saraylarından” çıkarıp toplumsal yaşamın en ince damarlarında var etmeliyiz. Örneğin konfederasyonumuz KESK’in iş kolları kurulurken yedi kişilik merkez yürütmelerinin avukatlık bürolarında oluşturdukları dilekçe evraklarıyla değil. Bu mücadeleyi tek başına idealist hukuk insanlarına bırakırsak büyük bir hata yapmış oluruz. Yüzlerce hatta binlerce kurucu kurullarının oluşturduğu sokak eylemleriyle kurulması sokakla hukuk arasında dolayısı ile kamu emekçileri ile hukuk arasında güçlü bir bağın var olduğunu bize göstermiştir. Diyojen gibi “adalet saraylarında” elinde fener adalet arayan idealist her bir hukuk insanını hukuk savaşçısını yalnızlaştırmış umutsuzlaştırmış olmakla kalmayıp köhne bir hukuka mahkûm oluruz. . Her şeye rağmen gerek anayasamızda olsun gerekse pozitif hukukun (idari hukuk gibi) diğer dallarında olsun hukuka uygun kararlar veren adalet savunucusu emekçilerde var. Emeği doğrudan ilgilendiren yazının başlığındaki disiplinler aynı zamanda birbirlerini de doğrudan ilgilendirmektedir. Hukuktan ve adaletten umudumuzu kes(e)meyeceğimiz gibi, hukukun ve adaletin sağlanmasını da “adalet saraylarına” mahkum edemeyiz. Her zamanda olmuşlardı ve olacaklardır.
Her zamanda olmuşlardı ve olacaklardır. Yüzlerce hatta binlerce kurucu kurullarının oluşturduğu sokak eylemleriyle kurulması sokakla hukuk arasında dolayısı ile kamu emekçileri ile hukuk arasında güçlü bir bağın var olduğunu bize göstermiştir. Hukuktan ve adaletten umudumuzu kes(e)meyeceğimiz gibi, hukukun ve adaletin sağlanmasını da “adalet saraylarına” mahkum edemeyiz. Bu mücadeleyi tek başına idealist hukuk insanlarına bırakırsak büyük bir hata yapmış oluruz. . Emek mücadelesinin kazanımları için hukuku “adalet saraylarından” çıkarıp toplumsal yaşamın en ince damarlarında var etmeliyiz. Emeği doğrudan ilgilendiren yazının başlığındaki disiplinler aynı zamanda birbirlerini de doğrudan ilgilendirmektedir. Örneğin konfederasyonumuz KESK’in iş kolları kurulurken yedi kişilik merkez yürütmelerinin avukatlık bürolarında oluşturdukları dilekçe evraklarıyla değil. Her şeye rağmen gerek anayasamızda olsun gerekse pozitif hukukun (idari hukuk gibi) diğer dallarında olsun hukuka uygun kararlar veren adalet savunucusu emekçilerde var. Diyojen gibi “adalet saraylarında” elinde fener adalet arayan idealist her bir hukuk insanını hukuk savaşçısını yalnızlaştırmış umutsuzlaştırmış olmakla kalmayıp köhne bir hukuka mahkûm oluruz.