Bir grup daha var ki onları pek kimse anmıyor: Türkiye Cumhuriyeti’nin bazı vatandaşları, artık inanç baskısına dayanamadığı için ülkeden ayrılmak zorunda kalıyor. İlkokullarda dördüncü sınıftan itibaren zorunlu din dersi uygulanırken ortaokul öğrencileri zorunlu din derslerinin yanında seçmeli din derslerini de almak zorunda bırakıldı. Karşılığında aldığı tek yanıt, “Başvurunuz kayda alınmıştır, bilgi edinmenizi rica ederiz” olmuş. En son biri cumhurbaşkanı affedince çıktı. Mesela siz bir fırıncıysanız, dışı çıtır, ağırlığı 300 gr. İBDA-C’ciler serbest bırakıldı, Hizbullahçılar dışarı çıktı, IŞİD’ciler en fazla yedi sene hapis cezası almış, çoğu da çıkmış. Bu temel insan haklarına aykırıdır!Yakında vize alıp Türkiye’den ayrılmayı bekleyen Arda Özbek, herkes için tehdit oluşturan bir soruna da dikkat çekti:“Biz Reina katliamından beri Taksim’e gitmiyoruz. Ayrıca ÇEDES projesiyle eğitimdeki gericileşme iyice hızlandırıldı. Geldiğimiz noktada ise Türkiye, artık sadece AKP’lilerin ve onun iktidar ortaklarının adalet bulabildiği; din ve vicdan özgürlüğünün sadece Sünni inancına mensup olanlara tanındığı bir ülkedir. maddesine dayanarak verdiği, “Türkiye’deki tüm ilk ve ortaöğretim kurumlarında din kültürü ve ahlak öğretimi yapılması zorunludur” kararı var. Laikliğin sadece inananların inançlarını yaşaması için değil, farklı inanca sahip olanların veya inanmayanların toplumdaki egemen dinin baskısından korunması için var olduğunu defalarca yazdım. Sivas katliamının sorumluları içeride değil. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin anayasanın 24. . HER VATANDAŞI DEĞİL, SADECE MEZHEPTAŞI KORUYANLARÖzbek ailesi, içinde bulunduğumuz koşullarda yıllarca sürebilecek bir mahkeme sürecinde çocuklarının zarar görmemesi ve akran zorbalığına uğramaması için, birçok ülkeye göçmenlik başvurusunda bulunmuş. Ateist olmama rağmen vergilerimi dini vakıflar için kullanıyorlar, bir de çocuğuma göz dikiyorlar!”Din eğitimi konusundaki baskı, sadece Alevi aileler için değil, inançsız olan aileler için de büyük bir sorun. Ekmeğin zeytinlisini, cevizlisini de yapabilirsiniz. Bunlara karşı olan velilerin zorlu bir hukuk mücadelesine girişmesi gerekiyor. Bu sizin farkınızı ortaya koyar. Ben artık bu ülkede bir vatandaş olarak korunup kollandığımız hissiyatında değilim. Evrim teorisi müfredattan çıkarıldığında ya da Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamalarında sürekli dine atıf yapıldığında bunun laik bir devlette olmaması gerektiğini anlatan eleştirilerini ilgili kurumlara ve CİMER’e göndermiş. Benim can güvenliğim, çocuğumun eğitimi risk altında. Kimileri işsizlikten kaçıyor, kimileri çocuklarına daha iyi bir gelecek kurmak istiyor, kimileri de Türkiye’de gericileşmeden ve adaletsizlikten yıldığı için gidiyor. Bu hijyen faktörüdür. Bizim hakkımızda ‘Bunlar kâfir, öldürülmeli’ diye düşünen gruplardan söz ediyoruz. Ülkeye dönecek olursak Türkiye’de vatandaşın hijyen faktörleri ortadan kalkmış durumda. Bu ülke, vatandaş büyütme vasfını ortadan kaldırdı. Onlardan biri olan endüstri mühendisi Arda Özbek, bana neden bir zamanlar kendisini ait hissettiği Türkiye ile bağının koptuğunu ve başka bir ülkeye göç etmek istediğini anlatırken bugüne kadar verdiği mücadeleden örnekler de gösterdi. ZORUNLU DİN EĞİTİMİ İNSAN HAKLARINA AYKIRIYüksek lisansını pazarlama üzerine yapan Özbek’in Türkiye’deki baskı ortamına ilişkin önemli bir tespiti var:“Pazarlama eğitiminde kullanılan bir ‘hijyen faktörü’ tabiri vardır. Toplumda inançsız kesime yönelik ayırımcılığa karşı direnirken okuma çağına gelen oğlu için duyduğu endişeler artmış ve geçen yılki genel seçimlerden sonra eşi ile birlikte ülkeden ayrılmaya karar vermişler. ”",. olan vb. Son yıllarda en çok konuşulan konulardan biri göçler: Türkiye’ye gelenler ve Türkiye’den gidenler. Özbek, Türkiye siyasal İslam’ın kıskacı altına alınırken toplumun sessizliği ve “Pırıl pırıl gençler ateist oldu” diyen CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır gibi birçok siyasetçinin inancı olmayanları hedefe koyan sözlerine duyduğu tepkiden söz etti. asgari beklentileri karşılayan bir ekmek yapmak zorundasınız. .
Bu temel insan haklarına aykırıdır!Yakında vize alıp Türkiye’den ayrılmayı bekleyen Arda Özbek, herkes için tehdit oluşturan bir soruna da dikkat çekti:“Biz Reina katliamından beri Taksim’e gitmiyoruz. maddesine dayanarak verdiği, “Türkiye’deki tüm ilk ve ortaöğretim kurumlarında din kültürü ve ahlak öğretimi yapılması zorunludur” kararı var. . Evrim teorisi müfredattan çıkarıldığında ya da Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamalarında sürekli dine atıf yapıldığında bunun laik bir devlette olmaması gerektiğini anlatan eleştirilerini ilgili kurumlara ve CİMER’e göndermiş. Laikliğin sadece inananların inançlarını yaşaması için değil, farklı inanca sahip olanların veya inanmayanların toplumdaki egemen dinin baskısından korunması için var olduğunu defalarca yazdım. Kimileri işsizlikten kaçıyor, kimileri çocuklarına daha iyi bir gelecek kurmak istiyor, kimileri de Türkiye’de gericileşmeden ve adaletsizlikten yıldığı için gidiyor. asgari beklentileri karşılayan bir ekmek yapmak zorundasınız. Sivas katliamının sorumluları içeride değil. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin anayasanın 24. Bu sizin farkınızı ortaya koyar. Benim can güvenliğim, çocuğumun eğitimi risk altında. Son yıllarda en çok konuşulan konulardan biri göçler: Türkiye’ye gelenler ve Türkiye’den gidenler. . Geldiğimiz noktada ise Türkiye, artık sadece AKP’lilerin ve onun iktidar ortaklarının adalet bulabildiği; din ve vicdan özgürlüğünün sadece Sünni inancına mensup olanlara tanındığı bir ülkedir. En son biri cumhurbaşkanı affedince çıktı. Özbek, Türkiye siyasal İslam’ın kıskacı altına alınırken toplumun sessizliği ve “Pırıl pırıl gençler ateist oldu” diyen CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır gibi birçok siyasetçinin inancı olmayanları hedefe koyan sözlerine duyduğu tepkiden söz etti. Ülkeye dönecek olursak Türkiye’de vatandaşın hijyen faktörleri ortadan kalkmış durumda. Bu ülke, vatandaş büyütme vasfını ortadan kaldırdı. Bir grup daha var ki onları pek kimse anmıyor: Türkiye Cumhuriyeti’nin bazı vatandaşları, artık inanç baskısına dayanamadığı için ülkeden ayrılmak zorunda kalıyor. Bunlara karşı olan velilerin zorlu bir hukuk mücadelesine girişmesi gerekiyor. İlkokullarda dördüncü sınıftan itibaren zorunlu din dersi uygulanırken ortaokul öğrencileri zorunlu din derslerinin yanında seçmeli din derslerini de almak zorunda bırakıldı. İBDA-C’ciler serbest bırakıldı, Hizbullahçılar dışarı çıktı, IŞİD’ciler en fazla yedi sene hapis cezası almış, çoğu da çıkmış. Ben artık bu ülkede bir vatandaş olarak korunup kollandığımız hissiyatında değilim. Onlardan biri olan endüstri mühendisi Arda Özbek, bana neden bir zamanlar kendisini ait hissettiği Türkiye ile bağının koptuğunu ve başka bir ülkeye göç etmek istediğini anlatırken bugüne kadar verdiği mücadeleden örnekler de gösterdi. Karşılığında aldığı tek yanıt, “Başvurunuz kayda alınmıştır, bilgi edinmenizi rica ederiz” olmuş. ZORUNLU DİN EĞİTİMİ İNSAN HAKLARINA AYKIRIYüksek lisansını pazarlama üzerine yapan Özbek’in Türkiye’deki baskı ortamına ilişkin önemli bir tespiti var:“Pazarlama eğitiminde kullanılan bir ‘hijyen faktörü’ tabiri vardır. Bu hijyen faktörüdür. Toplumda inançsız kesime yönelik ayırımcılığa karşı direnirken okuma çağına gelen oğlu için duyduğu endişeler artmış ve geçen yılki genel seçimlerden sonra eşi ile birlikte ülkeden ayrılmaya karar vermişler. olan vb. Ateist olmama rağmen vergilerimi dini vakıflar için kullanıyorlar, bir de çocuğuma göz dikiyorlar!”Din eğitimi konusundaki baskı, sadece Alevi aileler için değil, inançsız olan aileler için de büyük bir sorun. HER VATANDAŞI DEĞİL, SADECE MEZHEPTAŞI KORUYANLARÖzbek ailesi, içinde bulunduğumuz koşullarda yıllarca sürebilecek bir mahkeme sürecinde çocuklarının zarar görmemesi ve akran zorbalığına uğramaması için, birçok ülkeye göçmenlik başvurusunda bulunmuş. Ayrıca ÇEDES projesiyle eğitimdeki gericileşme iyice hızlandırıldı. Bizim hakkımızda ‘Bunlar kâfir, öldürülmeli’ diye düşünen gruplardan söz ediyoruz. Mesela siz bir fırıncıysanız, dışı çıtır, ağırlığı 300 gr. Ekmeğin zeytinlisini, cevizlisini de yapabilirsiniz. ”",.